Ceza Davaları ve Ağır Ceza Mahkemeleri

Ceza hukuku, kişilerin hürriyeti ve itibarı ile yakından ilgili olup, ceza davalarında uzun ve zor olabilen bir süreçten geçilmektedir. Ülkemizce ceza davaları konusunda ceza mahkemeleri yetkilidir ve ceza mahkemeleri temelde ağır ceza mahkemeleri ve asliye ceza mahkemeleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Kasten öldürme, yağma, neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama, rüşvet, zimmet, irtikap, nitelikli dolandırıcılık gibi suçlar ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlardan ve kasten yaralama, cinsel saldırı, cinsel taciz, tehdit, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçlar da asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlardandır.

Ceza muhakemesi esasında maddi gerçeğe ulaşılmasını hedeflemekte olup, aynı zamanda kamu düzeninin korunması da amaçlanmaktadır. Bunun için suç şüphesi veya şikâyetle başlayan ceza yargılaması süreci yargılamanın sona erdiği ana kadar çeşitli aşamalardan geçmektedir. Genel bir ifadeyle önce soruşturma, ardından kovuşturma, ardından da infaz aşamaları gelmektedir.

Soruşturma aşaması suç şüphesiyle başlar. Bu aşamada Cumhuriyet savcısı gerekli araştırmaları yapmakta ve iddianamesini oluşturmaktadır. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 160 uyarınca Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

Görüldüğü üzere soruşturma evresinin amacı esasında delillerin toplanması ve koruma altına alınmasıdır. Bu bağlamda yeterli delile ulaşılırsa kovuşturma aşamasına geçilir. Bunun yanı sıra CMK madde 172 uyarınca Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verecektir.

İddianın mahkemeye sunulup kabul edilmesi halinde ise kovuşturma aşaması başlar. İddianamenin kabulüyle başlayan kovuşturma aşaması, hükmün kesinleşmesi ile sona erer. Kovuşturma aşamasında yargılamanın insan haklarından ve ceza muhakemesi ilkelerinden sapmadan gerçekleştirilmesi, en az delillerin toplanması ve korunması kadar mühimdir.

Ceza yargılamasının tüm aşamalarında süreç titizlikle takip edilmeli, mevcut düzenlemeler ve yeni gelişmeler konusunda yetkin olunmalıdır. Aksi halde tarafların hak kaybına uğrayacağı açıktır. Şüpheli- sanık, müşteki veya mağdur her kim olursa olsun davanın taraflarının bahsi geçen aşamalarda uzman desteğine ihtiyacı olmaktadır. Her geçen gün yeni değişiklikler olabilmekte ve en küçük görünen detaylar kişilerin özgürlükleri önünde büyük engeller yaratabilmektedir.

Bunun için ceza davalarınız konusunda alanında uzman ceza avukatlarından hukuki yardım alınması, davanın avukat marifetiyle takip edilmesi elzemdir. Davalarınız hakkında detaylı bilgi almak ve hukuki destek almak için 0532 653 45 21 veya (0312) 441 77 46 numaralı telefonlardan bize ulaşabilir veya  Çukurambar Mahallesi, 1431. Cadde No: 22/8 Çankaya/ Ankara adresindeki ofisimizi ziyaret edebilirsiniz.

Av. Reşit SELİMOĞLU